Bir kapattım blogumu pir kapattım...
Ne aklımdan çıktı ama ne yüreğimden... "Altı üstü br blog" der geçer insan değil mi? Yok öyle olmuyormuş işte olmuyormuş. Bendeniz garibanın gazete, dergi çıkarak kadar ensesi kalın olmadığından ötürü bu blog benim ana babadan sırâyet etmiş yazma dürtümü ayakta tutan bir ana atar damarım imiş meğer.
"Evvelden blog mu vardı" dedin değil mi ey okuyucu :)
Yoktu elbette... Ama ben yine yazardım her bir yere... Yemek notları diye defter oluştururum bi bakarım ki içi aforizmalar dolu :) Adres, telefon defteri desen mutlaka sağında solunda bir köşesinde yazılıdır hayata dair ne kazanmışsam ne kaybetmişsem.
Yazmak benim hesap defterimi tutmam gibi sanırım.
Eskiler derler ya "al eline kalemi; yaz başına gelini!"
Bu kısaca yeniden bir merhaba girişimden sonra yeniden yazmaya devam etmek ve mümkünse hiç kesmeden yazmak yazmak istiyorum. Öncelikle ülkemizin içinde bulunduğu parçalanma süreci ne kadar canımı yaksada artık bu aymaz cahil insan yığınını kurtarmak gibi bir isteğim kalmadığını da belirteyim. Ben Atatürk değilim ki! Abartmıyorum! Dünya tarihinde eşi olmayan bir adam Atatürk! İçinde yaşadığımız vatan topraklarını tüm olanaksızlıklarla savaşarak getirdiği noktadan bunca rahatlık bollluk içinde bile bile, göz göre dünya yüzünde ne dili, ne tarihi olmayan reziller rezili ahlak yapısına sahip adına kürt dedikleri omurgası fazla yaratıklara peşkeş çekiyorsa bu güruh benim yapacak bir şeyim kalamaz artık.
Bir evladımı geçen yıl Şırnak'a asker göndermiştim. Sağ ve salim ama ruhu yaralar, darbeler içinde geldi.
Ben yemin etmiştim. Eğer eğer burnunu kanatsalar alacaktım karşılığını. Burnu kanasa diyorum burnu!
Bunca şehit ailesi, gaziler nerde? Ve bu halk nerde?
Hangi evlat kaç barış eder?
Ortada savaş mı vardı ki barış olacak?
Ortada TERÖR var! Terör örgütü var! Ortada PKK var!
PKK! PKK bir terör örgütüdür!
Terör ile barış asla yan yana gelemez.
Terörün cezası barış mıdır?
Soruyorum!
Terörün cezası nedir?
Terör nedir?
Terörist kimdir?
Masum insanları düzenli planlarla öldüren aşağılık adiler adisi şeytani yaratıkdır terörist!
Hangi İNSAN kendini canlı bomba yapar da gider masum insanları öldürür.
Hangi İNSAN bebekleri kurşuna dizer?
Hangi İNSAN otobüsleri yakar?
Daha sıralayayım mı?
Yazacağım ama tıkandım...
Yazıklar olsun diyorum yazıklar olsun...
Kime mi?
Kim üstüne alınırsa O'na yazıklar olsun!
Ne aklımdan çıktı ama ne yüreğimden... "Altı üstü br blog" der geçer insan değil mi? Yok öyle olmuyormuş işte olmuyormuş. Bendeniz garibanın gazete, dergi çıkarak kadar ensesi kalın olmadığından ötürü bu blog benim ana babadan sırâyet etmiş yazma dürtümü ayakta tutan bir ana atar damarım imiş meğer.
"Evvelden blog mu vardı" dedin değil mi ey okuyucu :)
Yoktu elbette... Ama ben yine yazardım her bir yere... Yemek notları diye defter oluştururum bi bakarım ki içi aforizmalar dolu :) Adres, telefon defteri desen mutlaka sağında solunda bir köşesinde yazılıdır hayata dair ne kazanmışsam ne kaybetmişsem.
Yazmak benim hesap defterimi tutmam gibi sanırım.
Eskiler derler ya "al eline kalemi; yaz başına gelini!"
Bu kısaca yeniden bir merhaba girişimden sonra yeniden yazmaya devam etmek ve mümkünse hiç kesmeden yazmak yazmak istiyorum. Öncelikle ülkemizin içinde bulunduğu parçalanma süreci ne kadar canımı yaksada artık bu aymaz cahil insan yığınını kurtarmak gibi bir isteğim kalmadığını da belirteyim. Ben Atatürk değilim ki! Abartmıyorum! Dünya tarihinde eşi olmayan bir adam Atatürk! İçinde yaşadığımız vatan topraklarını tüm olanaksızlıklarla savaşarak getirdiği noktadan bunca rahatlık bollluk içinde bile bile, göz göre dünya yüzünde ne dili, ne tarihi olmayan reziller rezili ahlak yapısına sahip adına kürt dedikleri omurgası fazla yaratıklara peşkeş çekiyorsa bu güruh benim yapacak bir şeyim kalamaz artık.
Bir evladımı geçen yıl Şırnak'a asker göndermiştim. Sağ ve salim ama ruhu yaralar, darbeler içinde geldi.
Ben yemin etmiştim. Eğer eğer burnunu kanatsalar alacaktım karşılığını. Burnu kanasa diyorum burnu!
Bunca şehit ailesi, gaziler nerde? Ve bu halk nerde?
Hangi evlat kaç barış eder?
Ortada savaş mı vardı ki barış olacak?
Ortada TERÖR var! Terör örgütü var! Ortada PKK var!
PKK! PKK bir terör örgütüdür!
Terör ile barış asla yan yana gelemez.
Terörün cezası barış mıdır?
Soruyorum!
Terörün cezası nedir?
Terör nedir?
Terörist kimdir?
Masum insanları düzenli planlarla öldüren aşağılık adiler adisi şeytani yaratıkdır terörist!
Hangi İNSAN kendini canlı bomba yapar da gider masum insanları öldürür.
Hangi İNSAN bebekleri kurşuna dizer?
Hangi İNSAN otobüsleri yakar?
Daha sıralayayım mı?
Yazacağım ama tıkandım...
Yazıklar olsun diyorum yazıklar olsun...
Kime mi?
Kim üstüne alınırsa O'na yazıklar olsun!
2 yorum:
Lütfen bı daha kapama ve lütfen bı daha bu kadar uzun ayrı kalma
ozledım
Merhaba Öykücüğüm... Merak etme canım kardeşim... Yok yok blogumu bırakıp gitmeye hiç niyetim yok! Benim evim yahu burası dünyanın neresine gidersem gideyim yine burdayım. Kutuplara da gitsem yazmaya devam :)
Şimdi sana geçiyorum bi kahveni içmeye :)
Yorum Gönder