Pazar, Ocak 23, 2011

Fırtınalı bir pazar

Bugün kışa uyandım sanki ilk kez. Yataktan çıkasım gelmedi uzunca süre. Oysa uyanır uyanmaz fırlarım yataktan huyum kurusun. Ama bugün biraz ağırdan aldım. Dışardan gelen kuş seslerinin öyle de pek keyifli sabah şarkıları söylemediği çok açık. Hani "aman uf ya yine kıçımız donacak" gibi bir cıvıldama idi sanki. Bu hafta nerde ne var bilmiyorum ama İstanbul'da kar var. Hoş geldin beş gittin deriz katlanırız bir kaç gün. Ama fazlasını çekemem. Çok da sevmiyorum bu şehrin karmaşasında karı ve karmaşasını. Ne trafik akar doğru dürüst ne hayat... Zaten haber bültenlerinin ilk konusu İstanbul'da kar yağışının hayatımızı nasıl da olumsuz etkilediği geyikleri yapılacak uzun uzun. Kardan kapanan yollar, patinaj yapan araçlar, çarpışan araçlar, yol da zorlukla yürümeye çalışırken küt diye yere düşen insancıkların görüntüsü bol bol ekranlarda olacak.İstanbul Büyükşehir Belediyesi evsizleri oraya buraya toplayacak ve ellerine birer tas çorba verecek. Bu görüntüler de bol bol ekranda arzı endam edecek.
Tabii arada derede mutlu mesut tablolarda göreceğiz. Kartopu oynayan çocuklar ve ebeveynleri ile margarin aileler... Hani mutluluk resmi çekmek için kar yağmasını bekleyen bir garip güruh da vardır ya.Yılın onca güneşli havalarında birbirlerine gösteremedikleri ateşli muhabbeti karlara yatma, kar topu oynamaca bahanesiyle birbirlerine hem de eşe dosta gösterme günleridir bu kar günleri :)
Kim ne yaparsa yapsın da, tek dileğim bu kara kış günlerinin kazasız belasız geçip gitmesi...
Ne kadar sevinen olursa da, sevinenlerden çok donan ve üşüyenler var ki bunu unutmamak gerek...
Elbette kış kışlığını yapsın ama kimseye zarar vermeden nolur!
Hoş geldin kar!
Ve tez gidesin inşallah:))

Hiç yorum yok: