Cumartesi, Aralık 12, 2009

İstanbul'a kış bastı...

Nihayet kış geldi İstanbul'a...
Trakya'da kar var. İstanbul'a da soğuğu vuruyor eni konu. Vursun varsın soğuğu ayazı... Gelsin Karayel'i, Yıldız'ı Poyraz'ı... Anca keser beni dercesine hazırım kışa...
Severim ben İstanbul'umun kışını da ayazını da...
Hangi mevsimde güzel de değil ki benim şehrim, toprağım, vatanım...
Her kula nasip değil bu güzellikleri görmek. Yolda, otobüslerde, tramvaylarda çoğu insnaı görüyorum da sürekli vır vır dırdır... "İstanbul şöyle İstanbul böyle"
Eh bana da kalay çekmek düşüyor içimden elbette.
"Ulan sizi parayla mı verdiler bize."
" Çok mu sıktı İstanbul?"
"Buyur çek git!"
Elbette her yiğidin harcı değil İstanbul'da yaşamak.
Yürek ister, sevgi ister, emek ister...
Eğer bunca açı, yoksulu garibi varsa sokağında bu İstanbul'un acizliğinden değil asaletindendir. Sokakları bile evdir İstanbul'um. Hiçbir yerde yurda sığamadığı için insancıklar, hayvancıklar İstanbul'da sokaklarda da olsa yer bulur... Namusuzu da vardır elbette, hırsızı, arsızı da.
Hem balını kaymağını yiyeceksin bu şehrin hemde serzenişlerde bulununacaksın! Öyle de bir gariptir İstanbul'um. Çocukluğumda izlediğim Türk filmlerinde hep kötü yola düşen kızları gösterirlerdi İstanbul'da. Topkapı Garı'ndan ((eskiden şehirlerarası otobüslerin terminali Topkapı'daydı) inan zavallı(!) Anadolu kızı İstanbul'da şıp diye randevu evine düşerdi. Böyle böyle belletilmişti tüm kuşaklara İstanbul. Şimdi sapık bilgilerle büyüyen ve o bilgilere inana kişilerin oğulları kızları gün geldi İstanbul'a vardılar. İyi, namuslu oldular mı bu taşralı aileler hep kendilerinden bildiler. Aman da aman efendim. Onlar pek ırza namusa sahip soydan gelmekteler. İnanın onların kızları hep kızoğlankız durur. Ne ellenirler ne ellerler. Ama bir gün bir yerde bi haller başına gelmiş bulurlarsa çocuklarını vay İstanbul'un haline. Hemen suçlu olur cânım İstanbulum. Yapanın edenin değil de İstanbulumun üstüne kalır orospulukları, puştlukları, pezevenklikleri... Bir de her haltı yapıp edip ellerini yıkayıp kenara çekilir bu tipler. hem İstanbul'u yererler ama her türlü herzeleri yemekten de geri durmazlar. Akşam evlerine döndüklerinde sanırsınız ki pirû pak adamlar kadınlar. Asla yaşadıklarının arkasında duramayacak kadar yüreksizdirler. Ellerinin altındakileri kaybetme korkusu ve küçüklüğü hep ruhlarına sinmiştir.
Bunları nasıl tanırım nasıl... İstanbul'a bakarken her bir köşesinden kıskançlık ateşi yanar gözlerinden. Bir türlü İstanbul içine almamıştır onları çünkü. Hep sığıntı kalmış ve kalacaktır. Bir gün gelecek sığıntı olarak geldiği bu şehirden acı içinde def olup gidecektir. İstanbul'a İstanbullu yanından bakmaya da gayret eder tüm hasisliğiyle ama olmayınca olmaz.
Ah be canım zorla İstanbullu olunmaz!
Daha çok fırın gerekiyor sana çok... Ve inan sende onca fırını yiyecek ne mide var ne güç...
Bence ufaktan ufaktan toplanmalı yükün, güçün... Gitmelisin bu şehirden ki biz nefes alalım senin verdiğin zehirden uzak kalıp...
İstanbul'u sevenlere yaklaşan yeni yılla birlikte mutlu mesut bir kış geçirmeleri dilemekte elbette boynumun borcu.
Sağlıcakla kalın efendim...


Üsküdar'a giderken aldı da bir yağmur...
Haslar hası İstanbullu Haminneme gönderiyorum bu güzel türkümüzü...

2 yorum:

NAZLICA dedi ki...

Canım buralara da kış geldi, soğuk yağmur, ayaz. Gerçek İstanbullu olarak içini dökmüşsün bir güzel. Katılıyorum tüm yüreğimle.İnsan yediği ekmeğe bıçak saplarmı? Hem ekmeğini ye, barın, hem de çuvalla laf et. Çoğunluğunun nereden göç ettikleri belli ve bu nedenle İstanbul'u anlamalarını,sevmelerini bekleyemeyiz. Nankörlük içlerine işlemiş besbelli. Aldırma gönül aldırma diyeceğim. Öptüm

Şirin dedi ki...

Sağolasın Nazlıcığım ...
Eee her yerin hası varsa Adana'nın da hası sensin benim için. Biliyorsun göç sorununu... Ekmek derdini unutup sığındıkları yuvaya veryansın ediyorlar ya. Tek İstanbul değil elbette bu sorunu yaşayan. Almanya'ya bile davul zurnayla gidip tarladan çıkıp sonra "yaktın bizi alamanya "diye türküler yakmışız ya:)) Alamanya sayesinde daireler arabalar alırken hiç de "yaktın bizi alamanya " diye söylenen göremezsin:))
Sevgiyle kal Nazlıcığım.
Bende seni öptüm.