Salı, Temmuz 01, 2008

Garip bir 1 Temmuz -2. yazı aynı gün içinde-



Yazamadıklarım yazdıkmlarımdan fersah fersah çok... Hiç yazmamak da mümkün belki katılıp kalmak öylesine yumruk oturmuşcasına boğazıma... 
İlk yazımı yazdıktan sonra kendimi dışarı attım...
Nefes alabildiğim yegâne koordinatım deniz üstü!
Vapurlarım motorlarım sağolsun... Köpük köpük dalgalara katılıp yok olmak iyi geliyor... Ne kadar bencil olduğumu düşündüm biran... Denizi bile hatta belki akarsuyu küçücük gölcüğü bile olmayan yerlerde nasıl yaşar insanlar? Elbet bir alışkanlıkları vardır onlarında diye düşündüm ve rahatlattım yine bencil tarafımı... Ya mağaralarına inip rahatlarlar ya da dağlara çıkıp dağdan dağa bağrırlar... Ses bir o yandan bir bu yana gezer durur... Yabanî hayvanların sesleri de karışınca belki de benim denizüstü terapimden çok daha etkili bir yöntemle rahatlamış olurlar... Bilemiyorum işte... Varsayımlar bunlar benim içimden gelen...
Akşam eve dönerken Boğaz'ın girişinde günün hoşluğu karşıladı beni... Elimde makinam her zaman ki gibi Kızkulesi ve yakınından geçen Yelkovan kuşlarını çekmeye çabalıyodum ki... Ne göreyim... Dolmabahçe Sarayı açıklarında Deniz Kuvvetlerimize ait iki zırhlı gemi... İçim coşkuyla doldu, gözlerim doldu... Bayrağım dalga dalga salınıyordu hür vatan sularında...
Kolay mı bugün o bayrağın dalgalanmasının bayramı!
Vatanın sularında özgür gezme hakkını kazandığı bir günde bayrağıma gölge düştü!
Mütarekeciler iş başında... Yıl 2008!
Türbanlılar "İngiliz ya da Amerikan mandası olsaydık keşke" diye konuşabiliyorlar özgür özgür ulusal ekranlarda... 
Ve bu ülkeyi aydınlık günlere kavuşturan Atamıza inan; O'nun aydınlık yolundan gidenler yok edilmek isteniyor...
Hepsi birbiirnden değerli insanlar...
Bu ülkenin asla kolay yetiştirmediği ADAMlar!
Öyle tarikatlarda, cumalarda, ayak koklayarak, el etek öperek gelmemişler bulundukları yere..
Çocuklarını hibelerle, sadakalarla yurtdışında eğitime de yollamamışlar... İnançlarını pazaralara çıkarıp da satmamışlar...
Böylesi değerli kişileri "terör örgütü" yaftası altında gözaltına aldılar... Ama aylar geçti bu soruşturma için... Hiç bir somut veri yok ortada..
Neler gördüm bu ülkede neler?
Daha annemin karnında tanıştım ben 6o Devrimi ile... Sonra da aklım erdiğince hepsini gördüm darbelerin, muhtıraların... Sıkıyönetim hükümetlerini, darbe hükümetlerini... Oldukça derin bir demeokrasi tarihi bilgisi var beynimde kayıtlı...
Sağından da solundan da binlerce fidanlarımızı, bilim adamlarımızı, aydınlarımızı nasıl toprak ettiğimizi... Ölen öldüğünle, giden gittiğinle kaldı... Biz sağlar hep şu mantıkla yaşadık bugüne kadar!
"BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN!"
Sonra "çılgın Türkler "kitabı çıktı piyasaya..
Vay be! Neymişiz biz dedik!
Çılgınlığımızı ve şanlı bayrağımızı ancak ve ancak milli maç sonrası kutlamalrda ya da asker uğurlamalarında gösterdik... Askerimize ancak şehit olduğunda sahip çıktık!
Sağ asker bizim için kutsal değildi sanki...
RTE öyle buyurdu ya!
"Askerlik yan gelip yatma yeri değildir!"
"Al ananı da git"
Ne yaptık bu adamın bu ağır söylemlerine...
İlk erken seçimlerde baş tacı ederek iktidarını kutsadık... Evet evet çoğunluk ağzınla yazıyoum...
Kutsadık bu iktidarı... Vaftiz ettik!

Çok ağır duygular içindeyim...
Yazıklar olsun bu iktidarı getiren kafaya!
AKP kapatılsın mı?
Hayır!
Moneküllere ayrılsın!
Yok olsun!


BU VATAN KİMİN?

Bu vatan, toprağın kara bağrında
Sıradağlar gibi duranlarındır;
Bir tarih boyunca, onun uğrunda
Kendini tarihe verenlerindir...

Tutuşup: kül olan ocaklarından,
Şahlanıp: köpüren ırmaklarından,
Hudutlarda gaza bayraklarından,
Alnına ışıklar vuranlarındır...

Ardına bakmadan yollara düşen,
Şimşek gibi çakan, sel gibi coşan,
Huduttan hududa yol bulup koşan,
Cepheden cepheyi soranlarındır...

İleri atılıp sellercesine,
Göğsünden vurulup tam ercesine,
Bir gül bahçesine girercesine,
Şu kara toprağa girenlerindir...

Tarihin dilinden düşmez bu destan:
Nehirler gazidir, dağlar kahraman,
Her taşı bir yakut olan bu vatan,
Can verme sırrına erenlerindir...

Gökyay'ım ne yazsan ziyade değil,
Bu sevgi bir kuru ifade değil,
Sencileyin hasmı rüyada değil,
Topun namlısında görenlerindir...
 
ORHAN ŞAİK GÖKYAY

Hiç yorum yok: