Pazar, Ocak 20, 2008

Tehlikenin farkında değiliz!


Bu Pazar sabahı müneccimlik ruhum geri geldi...
“Tehlikenin farkında mısınız?” diye yazıldı, çizildi, söylendi, görüntülendi... Nafile nafile nafile...
Kimse tehlikenin farkında olamadı ne yazık ki...
Önce kadın kimliği üzerinden adına “türbana özgürlük” yaftası yapıştırılarak çığırtanlık yapanlar artık iyice yüksek sesle savaş çığlıkları atmaya başladılar... Özgürlüğü türbana veren kafa kadını köleliğe sürüklüyor... Kadın da ne yazık ki bunu kabulleniyor; kendini erkekten aşağı yok görünmesi gereken bir yaratık olarak addediyor. Çocuklar artık yeniden bu kadınlar tarafından doğrulup büyütülüyorlar. Daha ana okuluna gitmeden kız bebelerin saçını saklıyorlar... O güzelim bebek kokulu saçlarını cinsel çağrışım olarak görüyor bu kara beyinliler... O bebek saçına pembe mavi sarı tokalar, kurdelalar yakışır oysa... Kadın saçınla güzeldir... Güzelliğe düşman kafa bunlar... Çevremiz hızla önce başları türbanlı ardından çarşaflı dişilerle doluyor... Farkında mısınız?
Nereden geldik bu duruma?
Öyle bir hale geldik ki artık başlarını örtenler inanlar, örtmeyenler inanmayanlar olduk!
Evet öyle olduk!
Bakın demek ki Emine Erdoğan inanıyor(!) Nazlı Ilıcak inanmıyor(!) Ne garip! Bunları ben değil onlar söylüyor... “İnançlı” kadınlar başını kapatıyormuş...
Çok yakında tıpkı Çankaya’da olduğu gibi mecliste de, devlet dairelerinde de türban ya da sıkma baş göreceğiz. Bunun sonucu ne olacak? Açık, net... Tüm başı açık kadınlar ağır baskılarla karşı karşıya gelecekler... Hem de ne baskı... Bunu hep birlikte göreceğiz acı acı.. O zaman bu türbana çok hoş demokratik edalarla bakan kadıncıklarımızı çok merak ediyorum. Bu zamanlarda Nazlı Ilıcak, Gülay Göktürk gibileri de görmek istiyorum. Acaba nerde olacaklar? Onların nerde olacakları hakkında müneccimlik yapamıyorum ama yorum yapmaya çalışıyorum. Ya onlar da kapanacaklar ya da çok uzaklarda olacaklar...
Olay yalnızca kadının kapanması değil elbette... Kadınlar kapanacak da erkeklere dünya çok mu güzel olacak... Rejim değişiyor rejim... Artık hızla teokratik ve totaliter bir düzene resmen geçmenin yoluna girmiş bulunmuktayız... Sonumuz hiç de hayırlı değil :( Benden hayırlı olsun dememi beklemyin bu yüzden... Bence bundan sonra yapacağım tek şey helâlleşmek galiba!
Yeni bir savaş dönemi başlıyor her alanda gibi görünmekte...
Mandacılara, emperyalistlere, yobazlara karşı bir savaş olacak bu kesin!
"ya istiklâl; ya ölüm!" Ata'mızın dediği gibi...
Sabah sabah, Pazar Pazar...Hayatın içinden geldi bu yazı...

Hiç yorum yok: