Cuma, Eylül 14, 2007

Eylül de geldi derken....

Eylül'le birlikte sevdiğim renklerin mevisimi de geldi... Olgun mevsimdir sonbahar... Dingin, sakin gibi görünsede aslında deliler gibi enerji doludur içten içe.... Fırtınlar esmeye, yapraklar dökülmeye, ağaçlar köklerinden sökülürcesine dans etmeye başlar bu mevsim... Kuşlar göçmen kuşlar! Sürüler sürüler toplanır gökyüzünde... Güneye doğru yol alırlar hızla... Bakarız ardından kumrularımla güvercinlerimle... Onlar hiç gitmezler... Ne kıştan ne yazdan kokuları var besbelli... Göçmen kuşlar gibi değil bünyeleri... Razılar benim gibi varsa bi lokmaya yoksa yoka... "Tanrı ne verirse kabulum" der gibi bakışırız onlarla...
Akşam daha erken sabah daha geç olacak artık... Karanlıklar çoğalacak... Hep irkilirdim yaz biterken... Huyum suyum değişti galiba artık... Ne olursa olsun sağlık olsun... Geceler uzunda olsa yaşanıyorsa bir yerlerde yaşamaya mecbursun... Üstelik İstanbul'da sonbahar bir başka güzel... Yeter ki yakala güzelliği... Yakalamak hüner işi ama çok da zor değil ...
Bir eylül akşamı... Gün bitiyor... Bugünlerde kısalmayı daha bir çok hissediyorum sanki...Alışma dönemi...

Hüzünlendim... Aklıma bir Yahya Kemal'in mısraları bir de bu şarkı düştü:


EYLÜL SONU
Günler kısaldı... Kanlıca'nın ihtiyarları
Bir bir hatırlamakta geçen sonbaharları.
Yalnız bu semti sevmek için ömrümüz kısa...
Yazlar yavaşça bitmese, günler kısalmasa...
İçtik bu nâdir içki'yi yıllarca kanmadık...
Bir böyle zevke tek bir ömür yetmiyor, yazık!
Ölmek kaderde var, bize ürküntü vermiyor;
Lâkin vatandan ayrılışın ıztırâbı zor.
Hiç dönmemek ölüm gecesinden bu sâhile,
Bitmez bir özleyiştir, ölümden beter bile

Yahya Kemal Beyatlı

Hiç yorum yok: