Çarşamba, Mart 17, 2010

"AÇILIM! AÇILIM!" diye bi yerlerini yırtanlara ithaf olunur!


Güzelim Van ilimiz elden gitmiş bile!..

Güzelim Van ilimiz elden gitmiş bile!..

Geçen hafta, Vanlı kardeşlerim, üzüntü içerisinde bir kitapçık getirdiler...
Van belediyesinin, güya Van’ı tanıtan kitabı... Kitabın kapağında “WAN!!” yazıyor. PKK seçimden sonra, “Van’ı Wan yapacağız!!” diye meydan okumuştu... Kitap baştan aşağı Kürtçe. Şehri tanıtacak tek satır Türkçe kelime yok!!
Tekrar edeyim imalat Van belediyesinin...
Şimdi!.. Hatırlayalım, uyuşturucu kaçakçısı ailenin PKK ağzı ile konuşan, Meclis’teki elemanı ne demişti... “Coğrafyamızın sınırlarını çizdik!!” Devlet Bakanı Cemil Çiçek de “Sınıra dayandılar!!” diye vehameti ifade etmişti... Bakıyoruz, sınır mınır aşılmış, adeta “cumhuriyetlerini!!” ilan etmişler... Dahası, “Biz Van’ı kopardık!!” diye, “işgali” İstanbul’dan ilan ediyorlar!..
Şubat’ın ilk haftasında İstanbul’da TÜYAP adlı fuar organizasyonunda Türkiye’nin belediyeleri, sergi çalışmaları yaptılar... Van Belediyesi, işte bu sergide Van’ı “WAN’laştırdığını!!” ilan etti... Bu meydan okuma, devletin görevlilerinin gözü önünde gelişti, kimsenin de itirazı olmadı.
Van ili, fuara katılıyor diye İstanbul’da yaşayan Vanlı kardeşlerimiz de bu fuara gittiler. Orada gördükleri manzara ile sıkıntıya düştüler. Van ili adeta PKK militanları ile temsil ediliyordu. İlin fuar alanındaki mekanına, tedirgin olmadan yaklaşmak mümkün değildi!.. Militanlar adeta, kimlik yoklaması, etnik ayırım yapıyorlar, kendi kafalarından olmayanları rahatsız ediyorlardı!..
İstanbul’da böyle de, “durum” Van’da daha vahim, anlatılanlara göre...
Türk kökenliler kenti terke zorlanıyor, zaten şu anda çoğu da göç etmiş durumda!.. Türk kökenli, hele hele Kürtçe bilmeyen esnaftan artık alış veriş ettirilmiyor!.. PKK’ya karşı duranlara hayat hakkı tanınmıyor, mülklerine inşaat izni alamıyor, kiraya veremiyorlar. PKK’nın isteği dışında mülkünde hareket sağlayan, kiraya veren vs.. insanlar saldırıya uğruyorlar...
Evlere, iş yerlerine Türk bayrağı asamıyorlar... Bayrak asan tehdit ediliyor, polise şikayetin karşılığında, “Sen de asma kardeşim, tatsızlık çıkmasın!!” cevabı alınıyor...
Van Belediye Başkanı Bekir Kaya, Apo’nun eski avukatlarından... Adaylığının “Kandil’den bastırıldığı” söyleniyor. Daha da ilginci, bu Bekir Kaya’nın babasının, yani ailesinin Korucu oldukları, devletin PKK’ya karşı silahlandırdığı ve maaş ödediği “seçilmişlerden” olduğu belirtiliyor... Bekir Kaya, Van’ı “Wan!!” yaptığını ilan ettiği kitabı İstanbul’da “Gün Matbaacılık” diye bir matbaya bastırmış. Basılı eserler, “devlet-savcı denetimine” tabidir. Bu kitap kimseyi rahatsız etmemiş anlaşılan!
Vanlı kardeşlerimin aktardıklarından birkaç satır vereyim:
“Bu sonucu biz hazırladık. 80’li yılların başından beri Vanlılar Van’ı terk etti. Herkes malını mülkünü satıp bir yerlere göçtü. Hali vakti yerinde olmayan bir avuç insan kaldı. Her göçenin yerine Hakkari, Batman, Siirt’ten geldiler... ”
Ve şimdi Van’da yaşanan, dağdan gelenin bağdakini kovması meselesi. Böyle devam ederse Van’da 5-10 yıla kadar “Türk kalmaz” Ankara’nın değerli büyükleri!..
Bu gidişle, “kavga edeceğiniz ülke” bile kalmayacak haberola!..


Behiç Kılıç

5 Mart 2010


Ben daha da acısını söyleyeceğim. Bırakın Van'ı.. İstanbul'da dahi her yan PKKlılarla dolu. Özellikle semt pazarları. Buna bir karşı duruş geliştirmek zorundayız ulusça. Asla safdillikle ve SOROSÇUların iğrenç söylemlerinde olduğu gibi BARIŞÇIL(!) adımlarla çözülmez bu sorun. Eğer bu devletin, bayrağın, cumhuriyetin bekasını düşünüyorsanız PKKlılardan uzak duracak ve onlardan asla alışveriş yapmayacaksınız. Türkiye Cumhuriyeti içinde yaşayıp da Türk dilini kullanmayan Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı asla benimle yanyana duramaz. Ölçüm budur. Aile içinde hangi dili konuşursa konuşsun toplum içinde konuşacağı dil Türkçe'dir. İnadına Kürtçe konuşan hiç bir Kürt'le uzlşamam anlaşmam söz konusu olmaz. Her zaman önümüze getirilen zavallı güneydoğulu sefil, aç, gariban çocuklar projelerine de asla kanmıyorum. Benden aldığı yardımlarla benim doğurduğum büyüttüğüm okuttuğum ve sonra onlara hizmet için gönderdiğim doktor, hemşire, öğretmen, mühendis artık allah ne verdiyse acımdan onları öldürmek için silahlanmaya savaşmaya yatırım yapmalarına asla izin veremem. Böyle safça davranmakta önce hergün kara toprağa verdiğimiz gencecik Mehmetçiklerimize ve tüm ecdadımıza hıyanetlik olur. Herkes aklını başına toplasın. Öyle salak salak barışçılık oyunlarına kanmayın! Türk'ü yok etmek için ant içmiş yaratıklarla hangi barış?

TERÖR'le BARIŞ asla el sıkışmaz...

Hiç yorum yok: