Bu pazar yorgun ve üzgünüm... Üstelik de üşüyorum... Trakya'da kar var; İstanbul da ise soğuğu karın... Kendisini değil soğuğunu yollamış sağolsun... Peki öyle olsun...
Türban, türban, türban... Dolandık da dolandık... Başımızı döndürdüler türbanla...
Atama sormuşlar ya bir zamanlar hani:
"... Kadınlara peçelerini nasıl attırdınız?.. Cevap verdi; Biz bu işte hiçbir zorlama yapmadık. Sadece bir gün, güzel kadınlar yüzlerini açabilirler, dedik; ertesi gün bütün kadınlar peçelerini atmışlardı."
Ah Atam! Onlar bugünün türbanlı kadınları değildi ki... Onlar özgürlüğe susamış çocuklarına aydınlık gelecek isteyen has kadınlardı... Bugünün türbanlıları ise ülkedeki yolsuzlukların satılmışlıkların örtbas edilmesi için kullanılan zavallıcıklar... Gerçekten zavallıcıklar.... Amerikan piyoncukları... Bakın piyon bile değil "piyoncuklar"... Çünkü piyon da bir bireydir sonuçta... Oysa bunlar BİRey değil ancak erkeğin arkasında yürüyen olarak nitelerler kendilerini.... Bir gün gelecek belki bizden daha çok seni çağıracaklar Atam "gel kurtar bizi" diye... Umarım çok geç olmaz akıl tutulmalarının geçmesi...
Bu pazar böyle bir pazar işte... Sıkkın, bıkkın, yılgın... Yarın ne olur bilinmez?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder