Bayram gelmiş neyime.....

Gri sarı tonlarda günlerdeyiz... Tek beyaz martılar? Desem de inanmayın.. Onlar bile grili beyazlı... Ama canlı capcanlılar... Yaşam dolular çok şükür... Onlar benim sırdaşlarım, arkadaşlarım, akıl hocalarım... Onlar ne derse dinliyorum... Bu bayram da kasvetten kaçarsam yine onlara gideceğim... Büyüklerin kanatlarından, küçüklerin taze gagalarından öpeceğim... Denizde balık gani... Ama bir küçük simide tav olup düşüveriyorlar vapurun ardına... Ne kadar saflar... Aklımı bunlardan alıyosam vay benim halime :)
Bayram sabahı kalktım ya... Adı bayram ya... Hadi ben kutlamıyorum bu bayramı(!) da... Çevremde de bayram göremiyorum ki... Zaten tadını alamadığımdan kutlamıyorum ya...
Büyük oğul yataktan söylenerek kalktı yine... Arkadaki caminin bahçesinde kesim yapılıyor ve hayvanların tüm haykırışları ne yazık ki bizim eve ulaşıyor... Nasıl bayram yaparsınız? Soğuk hava ve soğuk soğuk bilenmiş çelik bıçaklar eşliğinde oyun havaları... Pagan dönem havaları yok mu acep böylesi günler için... Kurban havaları... Tamtamlar eşliğinde...
İnsanlar doğal olaylardan korkutlarından beri hep tanrılardan korkmuşlar ya... Önce insan kurban ederken sonunda vaz geçmişler insan kurban etmekten... E o zmanlar kolay değil ha deyince insan bulmak... Şimdiki gibi milyarlar değil sayımız tür olarak:) Şimdi olsa herhalde hemen Eminönün'e gelirlerdi... Kalabalıktan alıp rast gele bi kaç kişi doğru tapınaklara kurban etmeye... Ama zamanla insan soyu kıymete binmiş... Kolay yetişmiyor... Kadıncağızlar doğuruyorda hepsi yaşamıyor tabii. Salgınlar, savaşlar, kuraklıklar... Kayıp fazla... Asker değerli... Kadın da değerli olgu toplumda. Bir kadın doğumda ölse diğeri devam edecek... Napalım napalım diye düşünmüşler... Ve sonunda can ise can işte... Hayvanlarını kurban etmeye başlamışlar. Olayın başı da sonu da bu... Aman tanrıları kızdırmayalım. Can istiyorlarsa can işte mantığı. Bu inanış daha sonra tek tanrılı dinlere de taşınmış...
Ve bugün..
Yıl 2007... İnsanlık ne kadar yol kattetti... Bilim, felsefe, sanat....
Dönüp dolaşıp geldiğimiz nokta yine aynı...
Kan, dehşet!
Ve adı bayram...
Kör inançlarından kurtulamayan insanlık hep yoksul hep muhtaç kalacak... Hep yamyam olacak... Köle olamktan kurtulamadıkça haklarına sahip çıkmayacak... Birileri önüne et koysun diye bekleyecek. Oysa bu dünyada herkese yetecek kadar yiyecek de su da toprak da var... Ama birileri insanlığın kurtulmasını istemiyor. Kim bu birileri ... Elbette kapitalistler...
Ve bu kapitalistler böyle oyalıyor insanlığı... Kan dökmeyi bile hâlâ bayram yapıyorsak ne diyeyim daha!
İşte benden bayram sabahı bayramlık yazı!
Açtım bayramlık ağzımı; sürçü lisan ettiysem affolmaya ha!
İsteyen istediği yerinden alınsın yazdıklarıma...
Aldım bi acı haberde tvden sabah sabah zaten...
Tiyatro oyuncusu ve karikatürist Savaş Dinçel dün gece İstanbul'da ölmüş...
Bir yaprak daha düşmüş insanlık ağacından...