Pazar, Haziran 03, 2007

Yaz sezonu açıldı!

Artık sıcaklar başladı... Biliyorum ki kimse uzun uzun bilgisayar başında pineklemez... Ne yazarsak yazalım hepsi okunmadan geçip gidecektir... Eeee deneyim konuşuyor... Geçen yazdan biliyorum ki şu bloglardaki yaz ve kış arasındaki büyük farkı.... Doğrusu da bu elbette... Sanal sanal monitör önünde yaşam tüketmenin nesi hoş... Koş bahçeye, dağa, denize... Gidebilirsen..
Gidemeyenler de ya yazar, ya okur... Yazılanlar onlar için artık... Tatilcilere, yazlıkçılara güle güle...
Ben şehir kedisi... Öyle kolay kolay gidemem bi yerlere... Nöbeteyim sizin yerinize... Aman kapınızı bacanızı ve de bilgisayarınızı sağlama alıp öyle gidin her nereye gidecekseniz... Malum hırsızlık ve de soygun mevsimi de başlıyor yazla birlikte... Gerçi hırsızlar için evden uzak olmanız ya da olamamanız çok önemli değil... Siz evdeyken de pekâlâ soyabiliyorlar her bir köşeyi... Geçen yaz kaç tanıdığımın sabah uykularındayken evleri soyuldu... Eğer alçak katlarda oturuyor ve de cam açıksa hırsıza “buyrun “ demek oluyor bu durum... Soyulduktan sonra feryat figan polisi çağırdığınızda işiteceğiniz azar da cabası...Nerden düştü aklıma bu konu derseniz... Benden değil bu endişeler, bizim semtin ortak yaz konusudur... Şimdilerde evden markete kadar yürürken gördüğüm eş dostla yapılan konuşmaların ana konusu “yazlığa gidiyoruz”... Sonra “ev ne olacak?” Sonra hin hin bana bakışlar... Mahallenin bekçisi! Yok canım almayayım... Birkaç kere komşu anahtarı almışlığım var... Hani “çiçeklere bi su verisin canım”... İnanın onlar yazlıkta sefa sürürken ben garip evde uykusuz hain yaz geceleri yaşadım... Bıraktım kendi tatilsiz denizsiz geçen yazımı, elalemin evinin derdine düştüm... “Ya soyulursa ev?” “Aman ben ne derim...” “Elimde anahtar”... Bu yüzden çok akıllı davranıyorum artık... Yok öyle keklenmek eskiden olduğu gibi... Kimseye hiçbir destekte bulunamayacağımı açıkça belirtiyorum... Tek yapabileceğim oturduğum apartmanın giriş çıkışlarında özenli olmak... Buna da benden daha takıntılı olanı olmadığından bizim apartmanda benden çok eminler... Kapının sürekli kapalı kalması için hâlâ savaş verdiğimden bana çok güvenirler... Ama ben ne kadar özenli davranırsam davranayım hırsızlık mesleğinin bizim bilemediğimiz öyle incelikleri var ki... Onları açamayacağı kilit, giremeyecekleri ev yok... Yeter ki akıllarına taksınlar... Bu yüzden en sağlamı dua etmek galiba... “Aman tanrım benim evi hırsızların gözünde sakın cazip gösterme” diye bir duacık örneğin; HIRsız, HIRSIZsız yazlar diliyorum herkese....

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Artık böyle , hırsız sırası kimde bekliyoruz...
bilgisayara otururken bile balkon kapısını kilitliyoruz, biz bilgisayara dalınca hırsız da bizim eve dalmasın diye...
ne kadar güvenli bir ülkede yaşıyoruz, sokağımızda girilmeyen ev kalmadı.. yazda geldiki artık, dinle hırsız hikayelerini...
umarım yanıltırlar bizi...

Adsız dedi ki...

Günaydın güzel bayan.)
ve yine sabah en sevdiğim zamanalr kendimi bu saatlerde iyi hissediyorum..sana geldim..neler yazmış şirinem diye..hırsızlar...bazen gecenin bir yerinde uyanırım..çantama bakarım...yerinde ise sevinirim..bir çıt dese yüreğim çıkar yerinden..bir kez kendim davet ettim kendi hırsızımı elin hırsızıa ne hacet...) anlatırım sonra..şimdi yola çıkma zamanı sevgiler canımcım