Cuma, Haziran 01, 2007

Haziran gelmiş!



1 Haziran!


Bir haziran.... Akşam oldu bile... Saatler 2 Haziran’a yaklaşmakta...


Yazın ilk ayının ilk günü İstanbul’da çok sıcak bir gün... Boğuldum... Belki de bana öyle geldi... Sokaklarda koştururken su içinde kaldım... Tramvaya binince DONDUM! Bu ne tezat...


Üstümdeki tişört ıslak... Ve buz gibi bir vagondayım... Kendimi buzdolabındaki frigolar gibi sandım bir an... Sıcaktan erimişte soğuğa donmak için konmuşum gibi... Ben böyle kandırmaya çalıştım kendimi ama bedenim aynı algılamayı göstermiyor ne yazık ki... Sabırsızca durakları saymaya başladım... Geldik çok şükür... Ayağımı perona atmamla yüzüme bir sıcak rüzgâr vurdu... Ne oluyor böyle... İşkence mi bu... Tam donmaya başlarken yeniden erimeye başladım... Önüme çıkan ilk markete girdim... Ilıman kuşakta gibiyim... Yok hayır... İlerledikçe hava buz oldu... Kapıya yaklaştım... Hiç gereği yokken girdim bu markete... Hiç de haz etmem... Ve de hiç hesapta yokken bir limon kolonyası bir elimde bir sıvı sabun diğer elimde... Psikolojim altüst... Kasaya yanaşıp ödemeyi yaptım... Çıktım... Bitmedi... Her zaman alışveriş yaptığım markete uğradım... Kapıdan girince meyve sebze reyonundaki baskın koku karşıladı beni... Demek ki iyi soğumamış içerisi... Oysa en çok onlar soğutulmayı hak ediyor... Neden karpuzları soğuk olarak satmıyorlar? Yok olur mu? O zaman meşrubatları kime kakalayacaklar değil mi? Oysa buz gibi bi dilim karpuz bir bardak koladan daha keyifli değil midir? Bu hallerde yine en dibe doğru yöneldim... İçimden hiçbir şey almak gelmiyor... Kendimi zorluyorum... Olmuyor... İlhan Şeşen söylüyor kulaklarımda...
“Sıcaklardandır!” Acaba? Marketin müdiresi yanıma geliyor... Günlük sohbetimizi yapıyoruz ayaküstü... “İlk karpuzum kelek çıktı bu yıl“ diyorum... Hiç anlamam karpuz seçmekten... Nasıl beceriyorsa küçüklüğünden beri küçük oğul bu işi anlar olduğundan hep O’nunla alırdım karpuzu... Şimdi büyüde de(!) ben kendim almak zorundayım artık karpuzumu...Ben tüm karpuzlara tık tık vurmaktan, karpuzlar aptala döndü... İyisi mi bi küçük kavun alıp eve yollanayım dedim... Sonra müdire hanıma sormak istedim... “Neden karpuzları buzdolabına koymazsınız ki? “ Yok yok, akşam akşam git işine... Küçük kavun ve ben... Kolonya, sabun... Oysa ben başka şeyler almalıydım...
Çok sıcak, çok sıcak... Haziran ...Sıcak bir Haziran olacak belli ki... Klimalar daha çok çalışacak ve de bu yüzden sıcaklık daha da artacak... Kısır döngü... Bu insanlık dünyayı mı kendini mi yok edecek? Hiç göremeyeceğiz ki!
Benim bu halimde sıcaklardandır.... Bu yılın hit şarkısı olacak yıllar öncenin “Sıcaklardandır!”

Hiç yorum yok: