Pazar, Mayıs 27, 2007

Hepimiz KIZILDERİLİYİZ!

Bu sabah güneşten erken uyandım yine... O daha doğacak da ... Artık balkon kapıları da açık yattığımdan olacak geveze serçeler öyle kolay uyutmazlar insanı... Onların çağrısıyla kalktım işte bende bugün... Tüm güçleriyle şehri ele geçirmiş gibiler sabahın yakın saatlerinde... Onların seslerine arada bir martı sesleri de katılıyor karşı binanın damından...
En güzeli bu saatlerde Karadeniz’den gelen rüzgarla ta bizim evin buralara taşınan deniz kokusu... Buradan Marmara’ya doğru gider bu rüzgâr... Öyle geçip gittiğini sanır da benim ondan nefes nefes çektiğimi bilmez... Çalarım ciğerlerime ayaklarıma kadar gelen bu temiz Karadenizli rüzgârı... Yağmur ve deniz kokar... Balıkçıların çektiği ağlar savrulur gelir parmaklarıma takılır sanki... Çözmek istemem... Ben de takılı kalırım böyle bir süre şaşkın balıklar gibi... Gözlerimi kapadım mı sanki çevrem kumsal olur...Zorlarsam kendimi dalgaların sesini de duyabilirim... Bu yüzden midir neden denizi olmayan yerlerde yaşayamam ben... İşte bakıp da açık açık görmesem bile denizi rüzgârını çalabiliyorum hiç olmazsa oturduğum yerden... Dağlık, kuru bir yerde düşündüğümde kendimi cansız hissetmem bundandır..
Dört nala Orta Asya’dan bizi çeken de bu denizdi bence... Tunalara, Volgalara ulaştık da kesmedi bizi...Denize ulaşmak için bin yıllardır sürüklendik oradan oraya... Öyle dağıldık ki, gün geldi elimizi değdirmediğimiz deniz, okyanus kalmadı çok şükür... Büyük kuraklıklardan sulak alanlara bir göç... Bin yıllarca... Hiç durmuyor... Alt beynime işlenmiş deniz kokusunun nedeni de budur işte! “Git denize” diye emir alıyorum sürekli... Karadeniz’den Akdeniz’e ... Akdeniz’den Atlas Okyanusun’a... Bering’den atla ver elini Amerika Kıtası... Arada büyük Okyanus... Hint Okyanusuna da inmişiz vesselâm... E daha neresi kaldı atalarım; gitmediğimiz görmediğimiz!
Amerika kıtası dedim de aklıma Kızılderili soydaşlarım geldi... Onların da derdi bitemez aynı bizim gibi... Hatta daha da beter bi haldeler... Şimdi vereceğim linkteki haberi okursanız -buradan arşive girip 19 mayıs 2007 tarihli sayfayı bulmanız gerekiyor.Ben link verdim ama çıkmıyor ne yazık ki- neden böyle başlık attığımı da açıklamış olacağım...Bu pazarlık bu kadar... Size denizlerden gelen bol rüzgârlı bir Pazar diliyorum

1 yorum:

Adsız dedi ki...

kızılderililer yanlış insanlardan yardım istiyorlar, bizim şu anki soydaşlarımıza faydamız yok, nerdeki yüzyıllar önceki soydaşlarımıza faydamız olsun...

Bence bizim burdan da göç zamanımız geldi, ama nerelere gideriz bilmiyorum...
hoşçakal..