Perşembe, Nisan 26, 2007

Paramparça...





Dünden bu görüntüler sırası ile... Arkadaşım Nazar yine tahrikçilikle suçlayacak beni...Eğer bu görüntülerden etkilenip de İstanbul'a gelen olursa "hoş geldiniz" deriz biz...
Güzel görüntüler, güzel haberler ne güzel...
Bir dolu kötü haberler içinde geçip gitmekte yaşam dediğimiz çizginin ibresi... Saatler, günler, aylar, yıllar... Böyle geçip gitti... Hep kötü haberler...Ben yıllar önce yaşamımdaki en kötü haberi bir 26 Nisan günü almıştım... Çalıştığım gazetede öğle yemeğine çıkmış ve geri döndüğümde şefimin beni babama gitmem konusunda ikna etmeye çalıştığını görmüştüm... "Baban hastalanmış galiba... Seni çağırdı yanına" demişti...
Yok canım daha neler?
"Babam ölse bu şekilde çağırmaz beni yanına!" gibi bir abuk tümceyle yanıt vermiştim şefime...
Babamın da arkadaşı olan ünlü bir spor yazarı bana dolu gözlerle bakınca ANLADIM!
"Hemen gitmeliyim" dedim...
Nereye?
Neden?
Bir arkamı dönseydim çok daha kafa yormadan daha taze olarak sayfaya konmuş haberi okuyabilirdim... Hep bir umut daha vardır ya insanın yüreğinin köşesinde ... Öyle gittim babama... Babam gitmişti oysa... Beni beklemeden, dinlemeden... Ben O'nu dinlemeden...
Oysa ne çok şey vardı konuşacağımız... Kaldı hepsi bende... Her 26 Nisan sanki gelir diye beklerim... Belki konuşamadıklarımız konuşuruz, dinleriz birbirimizi... Bu 26 Nisan beklemedim O'nu artık... Biliyorum ki gitti... Gelmeyecek...

1 yorum:

Adsız dedi ki...

Tam senlik bir yazı yazmışsın... Güzel resimler, tam tahriğe devam diye düşünürken, aklımdan geçenlerle karşılaşma...
Güzel başlayan , gülümseten, hüzünlü biten...

Doğru söyelmişsin nisan sana hoş şeyler getirmemiş..
Babanın mezarına nur yağsın, onun ömrünü sizlere versin... Büyük acılar göstermesin... HOŞÇAKAL..