Çarşamba, Nisan 25, 2007

Kalkıyor bir ki! Ilımlı islâma doğru....

1950’den beri süregelen geri gidişimiz artık iyice netleşiyor... “Ilımlı islam” modeli altında geri kalmış, ezilen, beyni çalışmayan bir topluluğa doğru gidişimizin önemli bir adımı olan Çankaya işgâli ha oldu ha olacak! Ben biliyorum ki; olmayacak! Bu devletin hâlâ sağ kalmış güçlü birimleri vardır... Bu sömürgecilerin piyonlarına asla bu ülkeyi teslim etmeyeceklerdir...
Bize demokrasi fazla galiba... Düşünün ölü hücreli beyinli şeyhlerin şıhların müritleri ile okuyan yazan düşünen insanların oyu eşit bu ülkede... Ben böyle demokrasinin....... Bu mudur demokrasi... Şimdi birileri çıkacak hemen bu sözüme sazan gibi atlayacaklar... Atlayın be... “Vay seni antidemokratik faşist!” diyecekler... Desinler... Demokrasi buysa ben istemiyorum... Üstelik AKP ve taifesinin amacı zaten demokrasi değil... Demokrasi onlar için araç... Kullanıyorlar ve de yakında eğer hâlâ bunlara karşı bir güç çıkmazsa kaldıracaklar demokrasiyi... Yerine ne koyacaklar?Sağ kalırsak göreceğiz ya da kapatıldığımız yerden zor göreceğiz :) Güçler harekete geçmez ise yakında AKP de kalmayacak zaten ortada... Aşırı dinciler onları da alaşağı edecek... Biz Atatürkçüler ne kadar karşıysak bu iktidara radikal islamcılar bizden kat kat karşı... Onlar puslu havaları bekliyorlar harekete geçmek için... Bekledikleri havalarda Cumhurbaşkanlığı bu iktidarın eline geçtiğinde iyiden iyiye oluşacak.. Ahmet Necdet Sezer’in engel olduğu tüm uygulamaları yaşama geçirecekler... Artık bu ülkede ele geçirmedikleri tek nokta kalmayacak... Hep başkalarından beklemek yerine artık her birey üstüne düşeni yapmak zorunda... Yarın çok geç olacak!
Burada bize düşen Atatürk’ün izinden gitmektir...
Bursa Nutku bugünler için söylenmiştir sanki...
Şubat 1933'te Bursa Ulucami'de toplanan 100 kadar irticacı camilerde Türkçe ezan okunmasına karşı bir ayaklanma girişiminde bulunurlar. Ayaklanma kısa sürede bastırılır. Atatürk Bursa'ya gider. Çekirge yolu üzerinde bulunan bir köşkte akşam yemeği yenildiği sırasında bir kişi Atatürk’e ayaklanmayla ilgili olarak şöyle diyecek olur: "Bursa gençliği olayı hemen bastıracaktı, fakat zabıta ve adliyeye olan güveninden ötürü..." Atatürk hemen konuşmakta olan kişinin sözünü keser ve aşağıdaki konuşmayı yapar:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir. Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Polis gelecek, asıl suçluları bırakıp, suçlu diye onu yakalayacaktır. Genç, "Polis henüz devrim ve cumhuriyetin polisi değildir" diye düşünecek, ama hiç bir zaman yalvarmayacaktır. Mahkeme onu yargılayacaktır. Yine düşünecek, "demek adalet örgütünü de düzeltmek, yönetim biçimine göre düzenlemek gerek"
Onu hapse atacaklar. Yasal yollarla karşı çıkışlarda bulunmakla birlikte bana, başbakana ve meclise telgraflar yağdırıp, haksız ve suçsuz olduğu için salıverilmesine çalışılmasını, kayrılmasını istemeyecek. Diyecek ki, "ben inanç ve kanaatimin gereğini yaptım. Araya girişimde ve eylemimde haklıyım. Eğer buraya haksız olarak gelmişsem, bu haksızlığı ortaya koyan neden ve etkenleri düzeltmek de benim görevimdir."
İşte benim anladığım Türk Genci ve Türk Gençliği!


Mustafa Kemal Atatürk
Bursa, 5 Şubat 1933



2 yorum:

Adsız dedi ki...

sabah birazda sevinçle uyandım.. kelebeğimin doğum günü diye...ama duyduğum haberle inan karardı herşey..buna nasıl izin verilir,nerden buluyorlar bu cesareti aklım almıyor.. kimm bunlar..geriye gidişin takunya sesleri..ben bile karardım.. pembe gözlüğüm kırıldı..
ruhumu kararttı ruhu kararasıcalar..
göstere göstere geldiler.. bizlerde baktıkk kaldık..
bir zamanlar bir nehrimiz akarken yabancı biri sormuş...kızılırmak akar mıı?? akarrr... sizler bakar mı?? bakarız.. en iyi yaptığımız şey birileri harekete geçsin ee belki bizde kımıldarız..
çıkmam gerek ..nefes almak adına... sevgi ile kal

Adsız dedi ki...

Bu konuya yorum yazmak bile bana eziyet geliyor, çaresiz çırpınışmış gibi geliyor. İŞ dünyasının yorumlarını okudunmu, milletin derdi para , işleri bozulmasında, isterse humeyni cumhurbaşkanı olsun, herkes çıkarına bakıyor, rejim, demokrasi, laiklik, hepsini bir kalemde siliyorlar, ben onlara kızmıyorum, onlar hiçbir şeylerini saklamıyorlar, ya diğerleri...
ÜÜFFF içim daraldı Şirincim... tek dileğim ve umudum, içerinden kendi aralarında bozulmaları, iplerinin ayaklarına dolanması..
BU konu çoook uzar, hoşçakal..