Cumartesi, Ocak 28, 2006

Kimine kar yağdı; kimine de kâr yağdı...


Kişinin üstüne "kar yağması" bizim İstanbul'da tam da bir argo tabirdir... Hiç de iyiye alamet değildir açıkcası... İşler kötüye gitmeye başladı mı derler ki... Hıhhh yağdı mı ananın....... kar! Ay biraz edepsizce ama böyle... Ben demedim valla daha önce demişler... Biz böyle hanımefendi beyefendi görünürüz... Öyleyizde ama yerine göre öyle de bir argolaşırız ki... şaşar kalırsınız... Eeee İstanbullu olmak öyle kolay değil! Ölçüyü iyi tutturacaksın... E öyle ha diyince İstanbullu olunmuyor; İstanbullu doğulması gerekiyor... Tamam tamam fazla megaloman oldum birden... Eee bu kadarcık da olsun değil mi! Tüm illerin ilçelerin hatta ve hatta köycüklerin bile yardımlaşma, cemaatleşme dernekleri, odaları modaları var da... inanın acı bir gerçek biz yüzyıllardır bu topraklarda yaşayan İstanbulluların bir göz odası dahi yok! Yok işte yok! Artık öyle bir duruma da geldik ki...
Soru şu:
-"Nerelisin?
Yanıtım:
-"İstanbulluyum!"
Aaa canım dedelerin ninelerin nereli?
"E onlarda da buralı!"
"Aaa sen Rum musun?"
"Hayır değilim! (Ama olsam ne olurdu?)"
İnanın yakında İstanbullulara "secere kağıdın göster bakayım" soruları çoklaşmassa şaşarım...
Ben de başladım artık!
Karşımdakine soruyorum!(Kazık kadar bir kız oluncaya kadar böyle bir soru bilmezdik! Bizim kültürümüzde "nerelisin hemşerim?" sorusu yoktu)
"Nerelisiniz?" (Dikkatinizi çekerim; karşımızdaki bize her zaman "siz"dir, "sen" değildir!)
"Konyalıyım!"
"Aaaa dedeniz, nineniz?"
"Onlar mı? Malatya''dan göç etmişler..."
"Aaa bak sen? "
Eee ben ona diyor muyum? Rum musun, Ermeni mi?
Ki bana ne?
Bi öğrenmişler; "İstanbul'un sahibi kediler, köpekler!"
Eee onları da dört koldan yok ettiler! Güvercinler, serçeler, kumrular uzatmaları oynuyor!
Sıra bize geliyor...

İşte İstanbul'da kar yağdı mı ben böyle oluyorum... Bi karamsar bi karamsar...
Artık Florya'da Floryalar, göğsü harika kırmızı renkli isketeler dolaşıyor mu karlarda?
Martılar denizden balıkla mı, yoksa çöplüklerden mi besleniyor?
Güvercinlere "kuş sarayları" yapan atalarım biliyorlar mı acaba o güzelim evler yok oldular?
Kuşlar, kediler, köpekler sığınacak bir köşe bulamıyorlar artık... Yaşamak çok zor İstanbul'da...
Onlara da bana da!
Kiramı veremiyecek bir durumda kalsam ben gidipte bir araziyi çevirip kondu yapamam...
İşte İstanbullunun zayıf tarafı... karşındaki kıroyu hanzoyu nasıl alt edebilirsin sen böyle!
Adamlar her türlü kanunsuzluğu marifet sayıyorlar... Sektörler oluşturuyorlar... Alın işte mafyacılığı... Kimler bu işi yapar? gerçekçi olalım... Herkes biliyor bunların hangi bölgeden olduğunu; ama hiç de üstüne alınmıyorlar? Ben de eskiden çoook hümanisttim, salak salak tüm insanların özünde "iyi" olduğunu düşünürdüm... Ama "büyüdüm"... Hiç de öyle olmadığını hatta bu işin bir genetiği olduğunu artık biliyorum...
SÜRECEK

Hiç yorum yok: