Pazar, Mayıs 02, 2010

Vatan sağolmasın artık!

Sevgili sevgili;
Bir pazara daha erdik işte... Memleket halini nasıl anlatsam sana? Şöyle güzel bir bahar geçirmek mümkün olmuyor bu ülkede.
Kuşlar, çiçekler, böcekler... Dallardan meyveler yerlere sarkıyor. Laleler veda etti sayılır artık bugünlerde. Güller, erguvanlar, leylaklar çılgınlar gibi bahar partileri düzenliyorlar. Bir şarkılar söylüyorlar ki hani gel de hele beraber dinleyelim artık.
Ama bir yandan da gönlümün şen sesi susup ağlıyorum yine. Sana hasretimden değil inan... Memleket hali pek vahim! Yani kan gövdeyi götürüyor diye bu zamanda denmez de ne zaman denir. Tunceli'de yüzünü gösterdi yine bu azmışın azmışı PKK... İlla kendi çocuklarımızın canımı yanınca feryat edeceğiz? Neden sahiplenemiyoruz biz oğullarımıza? Şehit cenazelerinde toplanıp biraz gaza gelip "kahrolsun PKK!" demekle bitiyor tüm öfkemiz. Sonra noluyor? Yine aynı haberler, görüntüler. Biz çocuklarımızı hiç sevmiyoruz galiba Sevgili:((
Onları böyle ölüme atıp daha hayatlarının baharında ardından "vatan sağolsun" demek mi evlat sevgisi?
Benim oğlum gitmiş vatan sağ kalsa bana ne yok olsa bana ne?
İktidarı elinde tutanlar önüne geleni vatanı peşkeş çeksinler diye mi "vatan sağolsun?
Onların çocukları ABD'lerde fink atsın ev alsın iş bulsun diye mi "vatan sağolsun"?
Kime vatan sağ kalırsa hayır ediyor. Bu ülkenin has evlatları toprak olsun da ama "vatan sağolsun"...
Ben vatanımı kendime değil ki çocuklarıma kalsın diye istiyorum. Var mı böyle ters bir mantık? Çocuğum ölsün ama vatan sağ olsun... Yok yok Allah başıma vermesin ama ben böyle diyemem asla.
Düşünüyorum eni konu. Madem bu güneydoğu halkına ne yapsak yaranamıyoruz. Ne töresinden ne terörden vazgeçiyor. Adam olmaya hiç niyetleri yok. Ne kadar eğitmeye çalışsak genetik olarak çok da uygun değiller anlaşılan eğitime. Sürüler halinde güdülerek yaşamak onların tarzı. Çekelim bir sınır aramıza. Diğer vatan topraklarında ne kadar varsa illa da "ben Kürdem, töremi de, terörümü de çok sevirem" diyen varsa aynen oraya. Ait oldukları topraklara çöktür oturt. Ne halleri varsa görsünler. Ne benden ona ne ondan bana bir hayır beklemesin kimse bu günden gayri.
Haksız mıyım sevgili? Biz bu çocukları kolay mı büyüttük? Ben o doğum sancılarını boşa mı çektim? Sütümü boşa mı emzirdim? Hastalığında, ateşi çıktığında ah bi iyi olsa dünyalar benim dediğim aslanlar gibi oğullarımı bu uyuz itlerin elinde ceset olsunlar diye mi bunca çileler çektim?
Ne barış, ne açılım! Bu işi tek temzileyecek artık tüm gücünü ele almış Türk Ordusu olmalıdır.
Ama nerdeeee...
Ordumuz da hali ortada.
Ve en acısı ülkeyi böylesi içler acısı hale getiren bu iktidarı yine çocuklarını kendi elleriyle kara toprağa veren insanlar taşıyor.
İşte benim anlamadığım  da bu Sevgili...
Bu nasıl bir halktır ki çocuğunun ölümünden dahi ders çıkartamaz?
Bu pazar gördüğün gibi kafamda sürekli sorular var...
Gel de beni kurtar bu sorulardan...

Hiç yorum yok: