Cuma, Haziran 20, 2008

Yüreğim ay-yıldız için çarpıyor ama ?



Günler hatta haftalar oldu 2008 Avrupa Kupası maçları başlayalı.. Bir curcuna bir kıyamet ki sormayın gitsin. Her sorunumuz yine bir kenara atıldı her zaman ki gibi... Yatıp kalkıp futbol konuşur oldu yurdum insanı. Zaten başka da anladığı bir konu yok. İnsanları gözlemliyorum ya sık sık bendeniz... Nerde üç beş erkek bir araya gelse konuştuklarına kulak kabartırım farkında olmadan... Ne konuşurlar dersiniz? Tabii ki futbol! Televizyon progamlarının en izlenenleri erkekler atarfından yine futbol programları... Maç 90 dakika! Gerekirse ve futbolu zevkliyse ben de izlerim... Ama arkasından gelen binbirgece yorumları beni bayar da bayar.. Bu programlar sayesinde insanlar ne kazanır bilmem ama kazanlar var! Erman Toroğlu, Ahmet çakar, Şansal Büyüka, Rıdvan Dilmen ve daha niceleri reklam yıldızı oluverdiler... Program üstüne program sunuyorlar... Haklılar da kendilerince... Alem buysa kral onlar!


Haziran ayının sonlarına doğru ilerlediğimiz bugünlerde ülkemde enflasyonun en düşük olduğu günler olmalı... Okullar kapanmış, sebze meyve bollaşmış, yakacak derdi yok... Mevsimlik işçilerin harıl harıl çalıştıkları ürettikleri dönem... Yani bereket aylarındayız... Ne oluyor da enflasyon alıp başını gidiyor? Elektiriğe, suya, doğalgaza, akaryakıta, toplu taşımaya, ekmeğe, tuza zam da zam...


Yurdum insanın hiç derdi değil! Açlıktan nefesi kokan, çoluğuna çocuğuna yetemeyen zavallı halkım milli maçlarla hop oturup hop kalkıyor... Nihat Kahveci de çıkıp terli formasını Türk halkını değil RTE'ye armağan ediyor.... O formanın sahibi RTE mi idi ki O'na aramağan ediyosun ! İktidara geldiği günden beri Türkiye Cumhuriyeti'nin tüm mal varlığını babasının malı gibi çarçur ederek önüne gelene satana adama formasını veren adamların olduğu bir takımın galibiyeti bana hiç de gurur duydurmuyor!


Halkın ezilirken sömürülürken sesini çıkamaması sonra bir maç sonucuyla hurra hücum sokaklara dökülmesi beni hiç ama hiç etkilemiyor!


Güzelim ayyıldızım maç sonları ellerde gezsin diye dalgalanmıyor!


Ay-yıldız özgür vatanda dalgalanmalı... Özgür Türk haklının elinde olmalı!


Karnı aç, güçsüz, işsiz yurdum insanı... Her gün gceye kavuştuğunda servetine servet katan iktidar ve yandaşları seni böyle kandırıyor işte!


Onların ne derdi ne sevinci Ay-yıldız'ın başarısı ya da başarısızlığı... Futbolcularında çok umrunda olduğunu düşünmüyorum açıkcası... Onlar yalnızca kendilerini futbol pazarında daha iyi yere getirebilmek yani daha çok para kazanmak için çaba harcıyorlar... "Bu da ne var? En doğal hakları değil mi daha çok kazanmak istemeleri" der gibisiniz... Haklısınız. Buna benim de diyeceğim yok. Ama ben biraz da göğsünde ay-yıldızla sahaya çıkan adamdan biraz erdemli olmasını beklerim. O formanın teri kurumadan "Türk halkına armağanım olsun" demeliydi... Ama nerde günümüzde böyle yürek gösterecek adam gibi adamlar!


RTEciler sarmış dört bir yanımızı...


TÜRK'ün TELEKOM'u, SEYDİŞEHİR ALÜMİNYUM'u vs., basın-yayını, yurdun parsel parsel toprakları Trakya'dan Güneydoğu'ya kadar şakır şakır satılırken...


AB ve ABD kararları benim anayasamdan önce gelirken...


"Atatürk'ü değil Humeyni'yi severim" diyenler ekranlarda arzı endam ederken...


1 Mayıslarda polisi sivil halka biber gazı sıkıp, coplarken...


Gıkı çıkmayan bir halk...


Ay-yıldızı hiç aklına gelmeyen bir halk!


Ay-yıldızı günlük hayatın içinde süsleme unsuru için kullanan bir mantık oluştu!


Ki acı olan bu!


Koyuyor bana!


Özür diliyorum bayrağımdan!


Ey AY-YILDIZIM!


Sen bu kadar ucuz eğlencelerin çerezi ol diye yaşamıyorsun!


Layık olduğun eller taşısın seni!

Hiç yorum yok: