Pazartesi, Ocak 07, 2008

Günaydın Pazartesi

Uyumuyorum aslında, gözlerimi açmak zor geliyor yalnızca... Bilgisayar kitlenmiş gibi sanki. Kum saati alt üst olup dönmekte.Ne kadar çabalasam da açamıyorum gözlerimi. Hani bir uzansam başucumdaki okuma lambasına...Açabilsem lambayı... Kitap okuyabilsem bir kaç sayfa da olsa iyi gelecek biliyorum. Deniyorum, olmuyor işte! Açamıyorum gözlerimi..Kum saati sürekli devinim halinde...Gecenin sessizliğini sokaklara arasından gelen çöp kamyonun gürültüsü bozuyor. Bir çöp kamyonu kadar cesaretim yok uykumu bozmaya... Kamyonun, boşatılan konteynırların gürültüsüne martı çığlıkları karışıyor.
Sevgili arkadaşlarım... Seviniyorum:)) Ben onların yanına giderim sürekli akıl almak için dertleşmek için. İşte şimdi onlar geldiler... Ama bu gözlerim kapalı halde sesleri de ancak çığlık gibi geliyor... Ürpertiyor beni... Hiç de deniz üstündeki kâh neşeli, kâh hüzünlü dalgasesi karışık ses değil bu sesleri... Madem uyanamıyorum o zaman uykuma geri dönmek istiyorum... "Uyu o zaman " diyorum kendime... Çocukken uykum olmadığında uyumak zorunda bırakılırsam yaptığım gibi yapsam... Nasıl yani? Gözlerimi sımsıkı kapasam... Alnımın ortasından sihirli dünyama girsem... Anneannemin anlattığı "Fakir Balıkçı" masalındaki denizler padişahı balıkla tanışmaya çalışsam... Üstelik artık dileklerim de var... Bu arada onları da iletsem... Ama olmuyor. Gözlerim zaten kapalı... Birden rüyaya düştüğümü farkediyorum... Dedem karşımda... İlk kez rüyamda dedemi görüyorum. Annemin babası... Ben daha dört yaşımdayken kaybetmiştik O'nu... Ben şimdiki halimleyim. Dedem de eğer ömrü vefa etseydi olabileceği yaşlarda... Sanırım seksenli yaşlarında olmalı... Üstünde kıpkırmızı deri ceket var... Yahu adam seksen küsur yaşında ama bak gönlü genç ... Bir divanın kenarına doğru oturmuş kalabalık bir odada... Yanına varıp diz çöküyorum önünde... Başımı okşuyor sanki kedi sever gibi... Kasımpaşa'da her bir tuğlasını kendi aldığı ahşaptan kagire çevirdiği evdeyiz... Benim aklım bahçedeki ayvalarda... Dedeme bu yaşımda dahi çocukça bir tavırla "ayvalar oldu mu" diye soruyorum... O'nun yerine anneannem karışıyor söze...
"Daha zaman var... İyice olgunlaşsınlar bırakalım da" diyor...
Yahu altü üstü ayva bu... Neden biraz daha beklenir ki... Ben biliyorum başımıza geleceği... Daha biz ayvaların tadına bakmadan mahalleinin hınzır çocukları el güzelleri lüpeyecekler yandaki dama çıkıp... Ayvalar da ayva hani... Ekmek ayvası. Dedemin annesi özenle dikmiş bu ayvayı vakti zamanında bahçeye... Ayvalar toplanınca önce komşulara dağıtılır. Göz hakkıymış... En son tatmak bize kısmet olur. Anneannem gümüş sivri uçlu kaşıkla parçalar koprarak sunardı ayvaları bize... Doğal tadını aldıktan sonra gelsin reçeller kompostolar... Kavanozlar dolardı... gelen konuklara dönüşlerinde bir kavanoz da ayva reçeli verilirdi... Bahçemizden efendim:))
Rüyama geri dönsem...
"Dedeciğim nerdesin?"
Dedem yok artık... Gitmiş... Ayva ağacı ne oldu derseniz? Yerle yeksân oldu çoktan... Ben hiç bir ayvadan o ağacın ayvası kadar tad alamadım sonradan... Çiçekten meyve dönüşünü nasıl fırtınalarla savulduğunu yapraklarının gördüğümden midir neden acaba?
Okul zili çalmakta... Gözlerim açılıyor yavaş yavaş... Hava soğuk yatak sıcak... Çıkmak zor geliyor insana böyle sabahlarda yataktan... Demli çayın kokusunu hayal ediyorum kalkabilmek için... ve kalkıyorum işte...
Günaydın pazartesi!

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Günaydıııınnn;
pazartesi bitmek üzere, gece yarısı oldu, pek günaydınlık bi zaman değil, ama olsun, niyede sana gün aydın olsun...
Bak ne güzel rüyalar görmüşsün, bu rüyalardan bizleride sebeplendirdin. Biliyormusun ben hiç rüya görmem, ya da çok az görürüm. Benim uykum yokki rüyam olsun...
İyi geceler Şirinciğim, umarım şu an güzel rüyalar görüyorsundur...

hoşçakal..

carpediem dedi ki...

ne güzel değil mi rüyalar.şu an göremediklerini görmek...ayva ağacınız yok oldu demek.neler yok olmuyor ki hayatımızdan arkadaşım...çayımı içtim,şu an da kahvemi içiyorum,gün erken başladı bana...birazdan çamaşırları asacam,izinliyim ve evdeyim,bu hafta.allah kısmet ederse oğlumun yanına ,yemin törenine gideceğiz çarşamba akşamı malatya'ya.anlatırım sonra...