Salı, Temmuz 17, 2007

Laikler ve de lâyıklar!

Bugünlerde konumuz, günümüz, gecemiz seçim ya!
Nazar’ın yazısının sonundaki tümce bana geçenlerde yurdum insanından dinlediğim güzel bir dersi hatırlattı... Yazmadan edemeyeceğim...
Kadıköy’den Beşiktaş’a geçeceğim... İskeleye vardım... Turnikelerin önünde aslan parçası gibi bir sokak köpeği serilivermiş mermer taşların üstüne... hava sıcak, nem oranı çok yüksek... Köpekler terlemediklerinden sürekli solunum yaparlar ya hızlı hızlı... Gittim yanına... Birazcık su vermek için sağıma soluma bakındım bi küçük kap bulabilmek için... Ne gezer yani iskelenin ortada yerinde yahu kap kacak... Evimin mutfağı mı burası... Arada yer zaman kavramı uçar ya beyinden... Aynen öyle bir durum... Baktım yanıbaşımda başını şalla sarmış sarmalamış bir Karadenizli vatandaş hatun... Nerden Karadenizli olduğu belli derseniz ki dersiniz! Muhteşem burnundan tabii ki... “Ne aranıyorsun?” der gibi bakıyor bana... “Suyu nasıl içirebilirim köpeğe? “diye düşüncemi okudu sanki... “Nasıl içirsek şu hayvancağıza suyu acep?” dedi... Ben sonunda suyu yere dökmeye karar verdim ve de döktüm... Kana kana içti köpek suyu... Sonra kadına doğru döndüm... Elinde AKP’nin seçim broşürü... Benden doğal olarak “uzaklaş yanımdan” bakışları... Kadın hemen elinde bir pislik varmışcasına silkeledi broşürü ve de yanında durduğumuz gişenin camına sıkıştırdı... “Nerden elimde kalmış bu broşür? Canı çıkacasılar!” dedi... “Yaaaa öyle mi?” deyiverdim... “Öyle ya!” “Sen de beni kapalı görünce AKP’li sandın değil mi” dedi... “Yok canım, kapalı görünce değil, elinde AKP broşürünü öyle sıkı sıkı tutunuzdan ister istemez öyle düşündüm bir an “demek zorunda kaldım... Kadın başladı hızlı hızlı seçim ve de siyaset konuşmaya.. “Hemşerim memleket nere?” dedim sözün bi arasında... Of’luymuş! 12’den vurmuşum yani... “Ben böyle Karadenizlinin.... “dedi.. “Aman” dedim... Burada köpeklerin kulağındaki küpeler bile alıcı olabilir dikkat! dedim... Konuştuk ayaküstü kadınla seçimden birkaç dakika da olsa... Ben vapura yetişmek için acele etmeye başladım artık...
“Dur sana bir şey anlatayım da öyle git!”dedi..
“Peki” dedim..
“Ülkelerin birinde yönetici seçmek için bir kuştan yararlanırmış o ülkenin halkı... Bir ulu kuş varmış ülkede... Seçim zamanı gelince tüm halk meydanda toplanırmış. Kuş uçup uçup kalabalığın üstünde, gider bir kişinin tepesine konarmış. Ve de o kişi yeni yönetici olurmuş... Yine toplanmış ahali... Kuş uçup uçup o ülkenin en zalim, en hain, en gaddar adamının tepesine gidip de konmaz mı! Tüm insanlar isyan etmişler... Gelenekleri hiçe sayıp yeniden yeniden kuşu uçurmuşlar... Kuş hep aynı adamın tepesine gidip konuyormuş... En sonunda çaresizce ülkenin bilge kişisine başvurmaya, akıl danışmaya karar vermişler...
“Ne olacak bu halimiz? Bu kuş, hep bu gaddarı seçiyor... Ne yapacağız?”
Bilge düşünmüş durmuş ve de konuşmuş...
“Kuş size layık olanı biliyor... Toplumlar layık oldukları şekilde yönetilirler” demiş...”
Ayrıldım kadından , vapura bindim...Düşündüm durdum... Bu ülke neresi acep?

4 yorum:

Adsız dedi ki...

Ben oranın nere olduğunu biliyorum, ama sana söylemem...
hoşçakal

Adsız dedi ki...

Yazıların ve resimlerin capcanlı nerdeyse Boğazın deniz,yosun ve iyot kokusunu duyar gibi oldum.40 senem İstanbul'da geçti, Pek yorum yazmak gibi huyum yok ama beni yazılarınla,resimlerinle İstanbul'a götürdün, getirdin.Bende dayanamadım bir abi olarak bunları yazdım.Sana başarılar dilerim.sende dağ havası almak istersen benim siteme uğra yalnız dalga geçmek yok ben daha acemiyim.

Oya Kayacan dedi ki...

Su kabını da yanında gezdireceksin Şirin'ciğim. Soooracığıma, Of'lu teyzelerden uzak duracaksın, bak işte Oflular moral bozar genellemesine götürdü bu kadın beni. Bir de teselli edeceksin kendini, "Satılacak yer kalmayınca kendiliğinden gider bunlar," diye; sonra uğraşır didinir artık bilmem ne yaparız?

Şirin dedi ki...

Annoya;
Haklısın her konuda oldu gibi:)

Aytuğ bey;
Güzel şeyler yazmışsınız... Bir avuç İstanbul tadabilmişiseniz sayemde ne mutlu bana... Teşekkür ederim..

Nazar;
Sana bir şey diyemiyorum... Sen her şeyi bilirisn zaten... Bilmediğin ne var ben onun araştırıyorum şimdi:)