Cuma, Mart 02, 2007

Yarasa gibi...

Bugün bir değişik benim için... Uzun zamandır yaraslarla aynı saatlerde alışveriş yapma alışkanlığı edinmiştim... Uzaklara gitmeyeceksem eğer havanın kararması sırasında çıkıyordum alışverişe... Bugün bankalarda işim vardı... Bir de lavabonun musluğunun su koyvermesi nedeniyle hemen bir yeni musluk alıp takmam gerekiyordu... Güya evde üç erkek var! Dünden beri sürekli akmaya başalayan musluğu bir kırmadıkları kaldı... En sonunda ellerinden ingiliz anahtarını aldım da evi su basmasından kurtardım... Şu anda elceğizlerimle taktığım yeni musluk şıkır şıkır akmakta...
İşte böyle hareketli başladı günüm... Markete gittiğimde rast geldiğim bir arkadaşın annesinin ölüm haberini duymak aydınlık giden günümü kararttı birden... Hani hava güpgüneşken birden kapakara oluverir... Soğur her yan... Aynen öyle oldum... Buz gibi oldum... Arkadaşım sarıldı hemen bana... Belli ki annesinden bahsettiği için gözyaşlarını tutamayacak... Omuzuma yaslanarak ağlamaya başladı...Elleri titriyordu... Hiç böyle güçsüz savunmasız görmemiştim O’nu... Ölen kişi yaşayanlardan da çok şey götürüyor yanında besbelli... Her gidenle eksiliyor insan... Böyle bir durumda hiçbir şey yapamam... İzlerim karşımdaki insanı... Acısını akıtması gerek gibi gelir bana... Ben O’na hemen teselli sözcükleri söylersem tıkanır gibi gelir bana... Uzunca syrettim arkadaşımı... Neden baktığımı merak etti... Sordu hatta... Ben de çok zayıflamış olduğunu söyledim... Benim için ölen değil kalanın sağlığı öne çıktı besbelli... Hiç de sağlıklı görünmüyordu... Kızdım ona ölüme bu kadar teslim olduğu için... “Üç çocuğun var senin... Annen gitti oysa çocukların seni bekliyor... Dayanmalısın... “....Birlikte marketi dolaştık... Alışverişime yardım etti... Baktım kendisi hiçbir şey almadı... yalnızca dolaşmak, vakit geçirmek için girmiş markete meğerse... Demek ki ne kadar yalnızız kalabalıklarda... Yarasalar da bizim kadar yalnız mı acaba?

3 yorum:

Adsız dedi ki...

Selam şirincim, arkadaşının başı sağolsun, Yaş geçtikçe kayıplar insana daha bi koyuyor...
Yarasalara gelince; benim yakından tanıdığım yarasalar var, kalabalıkda yalnızlık daha da çekilmiyor...
Yarasa olmak biraz da insanın kendi tercihidir, bazen karanlıkta yalnız dolaşmak keyif verebilir...
hoşçakal...

Serpilce dedi ki...

Sevgili Şirin'ciğim,
Aydınlık bir günde ölüm haber almak gerçekten çok kötü olmuş,
Arkadaşının başı sağolsun.Allah sabırlar versin.
Sevgiler

Adsız dedi ki...

doğum ve ölüm...ilki genelde mutlu eder bizleri..etmedikleride çoktur aslında...yeni doğan bebeklerini herhangi bir yere terkedenlerden,sadece işleri onları dünyaya getirmekden ibaret olanlara vs vs.. söylüyorum...benim için hayatımdaki en güzel oluşumdu...mucize idi..sonrası..gerektiği gibi oluyor.. herşeyin sonu olduğu gibi hayatında sonu var elbet...elbet üzülelim ama.. o gidilen yere erken rezervasyon yaptırmak istemiyorsak onuda gerektiği kadar yapalım...ölçüsüzüz..bende dahil..konuşuyoruz..:P karanlıklarda evimde olmayı seviyorum.. babamın bir sözü vardı..belki çok kişi karşı çıkar ama ben çok doğru bulurum..ben babamın kızıyım napim.)) kız kısmısı derdi,hava kararmadan eve girmeli..haklıda.. karanlıklar korkakları nedense pek bir güçlü kılıyor..saklıyabiliyorlar o yüzlerini..aaaa... ne kadar ciddiyim...güzelim cumartesi gününde..hayattayız.. şirinemin musluğu şırıl şırıl akıyor(kız valla imrendirdin.. kursunamı gideyim bu tür işlerin bilemedim.))
helal sana Şirinem..öpüldün güzel yüreğinden.. canım arkadaşım...