Perşembe, Mart 22, 2007

Yağmurda...

Yağmur yağarken İstanbul'da deniz üstünde olmak!
Olmak ya da olmamak gibi bi şey!
Hem yağmur yağsın,
Hem denizüstünde ol!
Sırılsıklam! Şemsiyem de yok yanımda...
Vapurdan inince inadına ıslandım... Her yanımdan sular akarken inadına bir saçak altı aramadım... Zaten şemsiyeden çok da haz etmem... İşe gidip gelirken yağmur beni öyle kışkırtırdı ki hep şemsiyeleri vapurdaki radyatörlerin arasında bırakırdım çaktırmadan, iner giderdim vapurdan... Neden gizleyip de inerdim? Kimse arkamdan uyarmasın şemsiyemi bıraktığım için... Şemsiye keser doğayla aramızdaki ilişkiyi... Sanki yok olur sanırız bir kaç damla yağmurla, şemsiyeye alışınca...
İşte böyle haller içinde geçerken Kız Kulesi açıklarından aklıma düştü Teoman'ın "İstanbul'da sonbahar" ı...
Ben sözlerini "İstanbul'da ilkbahar" olarak değiştirdim içimden mırıldanırken sessiz sessiz...
Yağmur'da güzel!
İstanbul'da güzel!
Eeee... Daha ne?

1 yorum:

Adsız dedi ki...

İzmir...ve yağmur..sabah kalktık ,sanırım yine topraklarımıza toprak katılmış tüm arabaların üzerinde sarı sarıtopraklar..kimbilir rüzgarlar nereden aldı geldi o toprakları.. dedim araba yıkayan yerler yaşadı bugun..ellerini ovuşturuyorlardır..ama..toprağı gönderen,ardından suyunuda gönderdi..yıkandı hepsi pırıl pırıl..hastaneden çıkışta yağmur devam ediyordu.. hayal ediyordum yağmur yağsada kaçmadan yürüsem..herkes koşturuken bende rahat rahat yürüüdüm..aradım bodrumu..orada yağmamış..biraz torbama yağmur bulutu koydum çaktırmadan..gidince bırakacağım....)
biraz hüzün vardı dün gece..uykum kaçtı..ama şimdi daha iyiyim..hissetmişsindir ilk kelimelerde...) iyiyimmmm:) sevgiler şirinem