Perşembe, Mart 15, 2007

Yalnızlık Senfonisi

Artık televizyon izlemek bana işkence gibi geliyor... Olabildiğince seçici davranmaya çalışıyorum... Artık öyle boğulmuşuz ki düzeysiz seviyesiz programlara.... Gündüzlere açmamaya çalışıyorum genellikle.... Arada bir haber kanallarını açıyorum... Canlı haber izlemek için... Onlarda genellikle küresel sermayenin sesleri olduğundan haberleri hep tersten okuma gibi bir huy edindin... NTV ve de CNNTürk’de bir haber izlerken kesinlikle tersinden alıyorum... Olumlu derse bence olumsuzdur... Olumsuz bir tutum içinde sunulan haber de olumludur... Sonuçtan çok memnunum doğrusu... Hadi günü kurtardık ama gecelerde ne halt edeceğiz... CNBC-E’nin dizileri ve de filmleri kesinlikle izlenir tarafımdan... Evde de genelde tek ortak kanalımızdır... Birkaç yerli dizi izlerim... İki aile, Hayat Türküsü, Hırsız-Polis ve de Yalancı Yarim bankolarım....Arada bahtıma ne çıkarsa... Aşiret çıkarsa aynen vururum... Yok yok kimseyi değil ekrana nişan alıp zap yaparım anlamında dedim! Kanımı beynime çıkarır bu diziler... Güneydoğu edebiyatından artık midem bulandı... Şimdi birde StarTV’de tanıtımını yaptıkları Özcan Deniz’li bir aşiret dizisi daha geliyor... Bir de nasıl gıcık kaparım ben bu Özcan Denzi’e... Yahu kimsede göz izan kalmadı mı? Bu adam ne ki? Oyuncu mu? Değil! Hani tipi de tip olsa hadi diyeceğim oynasın... Ama artık Türkiye gariplikler ülkesi olduğundan her yanlışı da doğruymuşçasına kabulleniyoruz!
Şimdi bir de Devlet Tiyatrosu sanatçılarına dizilerde oynama yasağı geldi... Artık ya sahne diyecek DT’li oyuncular, ya da dizi deyip istifayı basacaklar... Çok büyük bir kaos yaşanacağı şimdiden belli...
İşte ben tam bu gidişattan hoşnut olmayan haller içindeyken birden bire TRT1’in ekranı geldi gözüme... Candan ve Sertab... Aman da aman nasıl sevindirik oldum... İşi gücü bıraktım... Oturdum koltuğuma, şaşkın hallerde izlemeye başladım... Önce programı kaçırmış olduğumu sanıp üzüldüm... Ama neyse ki çok da geçmemiş... Birbirinden güzel Candan Erçetin ve de Sertab Erener şarkıları.... içinde kaybolduğum sohbetler... Onlar karşılıklı konuştukça, söyledikçe öyle güzel bir enerji verdiler ki izleyenlere doğrusu mest oldum... Kendimi o akşam için ödüllendirilmiş hissettim...
“Tanrının sopası yok” derler ya bir söz vardır! Ben de nedense bu sözü de tersine çevirip, güzel bir şey olduğunda o olayın bana Tanrı tarafından gönderildiğini düşünür eğilirim Tanrıma.... “Demek ki bugünde sevdin beni, başımı okşadın” derim... Küçük mutluluklar değil mi yaşamı güzelleştiren.... Candan o akşam için “yalnızlık”ı seçmiş konu olarak... Hep yalnızlık üzerine konuştular, söylediler... Şarkıların içinde hep yalnızlık varmış meğer her ikisinin de... Sertab’ın “yalnızlık senfonisi” benim dilimin ucundaki şarkısıdır her dem... Candan albümüne aldığı “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar”ı söyledi Sertab'la...
“Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar “ da benim için anısı olan şarkılar dosyamdadır... Kafa dosyamda... Daha ilkokul beşe giderken ... Çiftehavuzlarda oturuyoruz... Her ay bir gün olsun dışarda ailece yemek yeme alışkanlığımız vardı o zamanlar... Daha dağılmamış, parçalanmamıştık... Bütün bir aile idik... Baba, anne ve üç çocuk! Kalamış’ta bir gazino taverna arası mekân vardı... Tam da zamanında büyük dayımın kayıkhanesi olan yerde... Şimdilerde yat limanı oldu oraları... Piyanoda bir adam hem çalar hem söylerdi gece boyu...
Babamın sofralarından öyle kolay kolay kalkılmazdı... Saatler sürerdi yemek... Hele birde konuklarımız varsa hiç bitmezdi gece! Bizler de küçüğüz ya... Masada put gibi oturamazdık... karnımızı doyurduktan sonra bir içeri bir dışarı koşturur dururduk... Yemek faslı bitince masa yeniden mezeler, çerezler ve de meyvelerle dolardı... Biz de git gel bunları tırtıklar dururduk... Benim bu koşuşturmalarda en çok yanına uğradığım kişi piyanist şarkıcı olurdu... Onun yakına doğru gider hangi şarkıyı nasıl söylediğini bu arada şaşırmadan nasıl piyanoyu çaldığını izleridim... Olgun yaşlarda papyon takan çok tonton bir beyefendiydi kendileri... İşte bir gece ilk kez ondan dinledim ben bu şarkıyı... Kaç kez yinelemişti istek üzerine... Öyle kaptırmıştım ki kendimi adama... O artık benim kafamda hep “yalnız adam” olarak kaldı... Bir de demez miydi! “Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar, yeryüzünde sizin kadar yalnızım!” Gecenin laciverti de lacivertti o gece! Kafayı kaldırdım baktım... Gökyüzünde milyonlarca yıldız şıkır şıkır yanıp sönmekte... Sanki bir arada dans etmekte, gülüşmekte, şarkı söylemekte... Hem de neşeli neşeli... “Nasıl yıldızların yalnız olduğunu söylüyor bu adam? Bak ne kadar çoklar ve bir aradalar” diye düşünür adamın söylediği şarkının sözlerini çürütürdüm çocuk aklımca... Arada da bir babama da gelip gidip bu konuda soru sormuşumdur kesin... O kadarını anımsamıyorum... Yemişimdir adamın başını... “Sence gökyüzünde kaç tane yıldız vardı baba?” diye sormuşumdur kesin... Çünkü benim babam her şeyi bilirdi(!) Görmemiştim ki, biri babama soru sorsun ve de yanıtını alamasın... Eee o zaman kaç yıldız olduğunu da bilmiştir:)
Ama ben hep yanlış bilmişim meğer:( Geçen akşam yine yeniden açtım bu anıyı... Bu kez çocuk değil de büyük aklımla, adamın gerçekte yıldızlar kadar yalnız olduğunu... Yalnız onun mu? Hepimizin aslında yıldızlar kadar yalnız olduğumuz gerçeğini görüverdim...

Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar
Yeryüzünde sizin kadar yalnızım
Bir haykırsam belki duyulur sesim
Ben yalnızım, ben yalnızım yalnızım
Kaderim bu, böyle yazılmış yazım
Hiç kimsenin aşkında yoktur gözüm
Bir yalnızlık şarkısı çalar sazım
Ben yalnızım, ben yalnızım yalnızım!

Söz: Hikmet Münir Ebcioğlu
Müzik: Teoman Alpay

3 yorum:

Adsız dedi ki...

yine güzel bir özet geçmişsin...ben mi neler izliyorum...İki aile...favorilerimde..yaprak dökümü.. olumsuz rüzgarına rağmen..Halil ergün..muhteşem..Zuhal olcay...müzik programları..son günlerde çokça tsm dinler oldum...Müzeyyen senarın şarkıları var...şu an... Kimseye etmem şikayet.. i dinliyorum...sevgi ile şirinem...haftanın yorgunluğu üzerimde.. form düşüklüğü var bu gece bende.. :) sevgiler.. en kocamanından...

Adsız dedi ki...

vay be ne şarkı seçmiş arkadaşım...
yıldızlar kadar yalnızız, tıpkı onlar gibi, kalabalıkta fakat yalnız.
televizyona gelince, zaaten pek ararm yoktur, bir ara bilgisayarım yokken bakmak zorunda kaldım, inan hiç bir diziden zevk alamıyorum, her izlediğim dizi hakkında sürekli mualif bir şekilde eleştiri ypıyorum, yanımda izleyenlerinde keyfini kaçırıyorum, izlemek durumunda kalırsam, trt4 müzik kanalım... özellikle dizilerde ya ağlar var, ya da çok zengin kişiler, ya hu Türkiyede normal insanlar yaşamıyor mu? bir zamanlar ikinci bahar diye bir dizi vardı, onun gibi bir dizi istiyorum...
bak senin oğlana söyle, "ikinci bahar" gibi bir dizi yapsın.. beğenmedim demekle olmaz, benim gibi beğenmeyene "gel kendin, iyisini yap " derler. demi.
hoşçakal
nazar

Adsız dedi ki...

vay be ne şarkı seçmiş arkadaşım...
yıldızlar kadar yalnızız, tıpkı onlar gibi, kalabalıkta fakat yalnız.
televizyona gelince, zaaten pek ararm yoktur, bir ara bilgisayarım yokken bakmak zorunda kaldım, inan hiç bir diziden zevk alamıyorum, her izlediğim dizi hakkında sürekli mualif bir şekilde eleştiri ypıyorum, yanımda izleyenlerinde keyfini kaçırıyorum, izlemek durumunda kalırsam, trt4 müzik kanalım... özellikle dizilerde ya ağlar var, ya da çok zengin kişiler, ya hu Türkiyede normal insanlar yaşamıyor mu? bir zamanlar ikinci bahar diye bir dizi vardı, onun gibi bir dizi istiyorum...
bak senin oğlana söyle, "ikinci bahar" gibi bir dizi yapsın.. beğenmedim demekle olmaz, benim gibi beğenmeyene "gel kendin, iyisini yap " derler. demi.
hoşçakal
nazar